Geleneksel olarak düğünlerde takılan altın ve ziynet eşyalarının kime ait olduğu konusu, aile hukukunda sıklıkla karşılaşılan bir uyuşmazlık alanıdır. Yargıtay'ın daha önceki içtihatları, “aksine bir anlaşma ya da örf ve âdet kuralı olmadığı sürece, düğünde kim tarafından hangi eşe ne takılırsa takılsın, bunların hepsi kadına ait sayılır” şeklindeydi. Ancak Yargıtay, toplumdaki değişen gelenekler ve ekonomik dinamikleri göz önünde bulundurarak, bu konuda yeni bir değerlendirme yapma gereği duymuştur.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2023/5704 E., 2024/2402 K. sayılı 04/04/2024 günlü kararı kamuoyunda ilgi çekmiştir. Söz konusu karar ile evlilik kapsamında takılan altın vb. maddi değer taşıyan ziynetlerin kime ait olacağı hususunda görüş değişikliğine gidilmiştir.

Yeni içtihat, düğünde takılan veya verilen ekonomik değeri olan eşyaların paylaşımı konusunda bir dizi kriter getirmektedir:

1. Anlaşma Var ise Anlaşmaya Göre Paylaşım: Taraflar arasında düğünde takılan ziynet eşyalarının paylaşımı hakkında bir anlaşma mevcutsa, paylaşım bu anlaşmaya göre yapılacaktır. Anlaşma, eşler arasında bu konuda bir mutabakatın olduğunu gösterir ve bu durumda yerel örf veya adete başvurulmaz.
2. Örf ve Adet Varsa Örf ve Adete Göre Paylaşım: Eğer taraflar arasında anlaşma yoksa ve yerel örf ve adetlerin varlığı iddia edilip ispat edilirse, paylaşım bu kurallara göre gerçekleştirilecektir. Örneğin, bazı bölgelerde düğünde takılan altınların kadına ait olduğu gibi yerel adetler olabilir.
3. Ekonomik Değer Taşıyan Eşyalar: Kadın veya erkeğe özgü olmayan, her iki eşe de takılabilen veya verilen ekonomik değer taşıyan eşyalar kural olarak kime takılmış ise ona ait sayılacaktır. Bu noktada, takılan eşyanın cinsiyet açısından bir özelliği olup olmadığına bakılır. Örneğin, erkek saati ya da kadın kolyesi gibi cinsiyete özgü eşyalar, o cinsin temsilcisine ait kabul edilir.

Yargıtay'ın Bu Kararı Neden Önemlidir?

Yargıtay'ın bu yeni yaklaşımı, modern yaşamın getirdiği ekonomik ve sosyal dinamiklere daha uygun bir anlayışı temsil etmektedir. Evliliklerin başlangıcında maddi destek amacıyla takılan veya verilen eşyaların, boşanma gibi durumlarda hak kaybını önlemek amacıyla daha adil bir şekilde paylaştırılmasını amaçlayan bu karar, gelecekteki hukuki uyuşmazlıklara yol gösterici niteliktedir. Bu kararın halihazırda devam eden yargılamalara da etki edebileceğini gözden kaçırmamak gerekir.

Av. Emir Abdullah ÖZÇELİK