Geçtiğimiz hafta Cuma günü, her yıl 7 Nisan günü olduğu gibi kişisel verileri koruma günü olarak kutlanmıştır. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) yasalaştığı tarihten itibaren hayatımızın içine hızla yerleşmiş olup, Ceza Hukukunun yanı sıra birçok hukuk dalında da öneme sahiptir. Günümüz dünyasında verinin önemi tahminimizden öte bir seviyeye ulaşmıştır. Özellikle sosyal medya ve diğer internet mecralarının yaygınlaşması ile birlikte kişisel veri hususundaki farkındalığın daha da artması gerekmektedir. İnsanların hiç farkında olmaksızın kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirilip yayılabilmektedir.

Öncelikle kişisel verinin ne olduğundan bahsetmek gerekmektedir. Gerek KVKK gerek TCK gerekçesinde açıklandığı üzere kişisel veri, gerçek kişiye ait her türlü bilgi olarak tanımlanabilir. Her ne kadar tüm kişisel verileri saymak imkansız olsa da; kimlik numarası, ad ve soyad, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı, adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, e posta adresi, kan grubu, medeni hali, biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü vb. birçok şey kişisel verilere örnek olarak sayılabilir. Yine kişiye ait fotoğraf, resim, ses kaydı, video kaydı vs. gibi veriler de somut olaya göre kişisel veri olarak değerlendirilmektedir.

Kişisel verilerin kaydedilmesi ve yayılması TCK m. 135 vd. maddeler ile hüküm altına alınmıştır. Kanun maddelerine göre kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydeden kimse 1 yıldan 3 yıla kadar; bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi ise 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Söz konusu ceza suçun basit hali açısından düzenlenmiş olup nitelikli haller de ayrıca düzenlenmiştir.

Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak yayılması ile birçok durumda karşılaşabilmekteyiz. Hatta kişilerin farkında dahi olmadan bu suçu işlediğini söylersem çokta ileri gitmiş sayılacağımı düşünmüyorum. Bu kapsamda özellikle Web siteleri başta olmak üzere; Facebook, Twitter, Instagram gibi platformlar da bu suç sıklıkla işlenmektedir.

Söz konusu suç tipi şikayete bağlı olmayıp re’sen soruşturulabilmektedir. Suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Yani suçun işlendiği tarihten itibaren en geç 8 yıl içinde olayın savcılığa bildirilmesi ya da re’sen ceza yargılamasının başlaması gerekmektedir.

Ayrıca belirtmek gerekir ki; söz konusu durumlarda ceza davası yoluyla kişinin cezalandırılmasını sağlama hakkınızın bulunması yanında, somut olaya bağlı olarak hukuk davası yoluyla tazminat talebinde de bulunabilirsiniz.

                                                                                                                                                                                     Av. Emir Abdullah ÖZÇELİK